Vina Moon odanın ortasında dimdik duruyor, gözleri dolu dolu, ağzını aralayıp yarak kaburgalarına dalmaya hazırmış gibi bekliyor. Elinde dikleşen o kara uzunluğu hissedip dudaklarını bulandırmaya başlıyor, ilk tadını alır almaz sertçe içine çekiyor. Yarağın ucunu boğazına kadar indirirken nefesi prangalanıyor, boğazı yanıyor ama inatla devam ediyor; gagging yapması bile onu kesmiyor. Sert hareketlerle öne kapanıp, amcığını her kırışında yarağı daha derine sokuyor. Hızını artırırken dudakları ve dilinin dansı amcığın etrafında çılgınca dönüyor, burnundan gelen hırıltılar adamın sabrını taşıracak cinsten.

Her iniltisiyle Vina’nın gırtlağı daha fazla açılıyor, tabiri caizse amcık onun boğazında kral kesiyor. Bir yandan da elleriyle kalçalarını kavrayıp sıkarak onu kendine çekiyor; bastırdıkça basıyor o deli damarlarla dolu kabarıklığı içine doğru ittiriyor. Adamın nefesi hızlanıyor, kaslar geriliyor; sonunda “Hadi lan!” diyerek yarak ucunu gözü deliye dönen Vina’nın boğazına iyice gömüyor. Boğulma sınırlarında gidip gelen bu kızın içgüdüsü acayip bir sapıklıkla yükseliyor.

Derken adam güçlüce vuruyor ve yumuşacık boğazından fışkıran sıcak sıvısını derinlere bırakıyor; Vina bunu yutmak için boğaz kaslarını büküp kıvrılıyor, hiç tereddüt etmeden arasından geçiriyor o beyaz patlamayı. Amcığını gecikmeden tekrar ağzına alıp hatta daha sert bastırarak devam ediyor; artık sadece normal bir sakso değil bu, kökleme öncesi zalim bir inletme seansı. Gözleri kapalı, yüzü kızarmış halde kendini adamın dinamizmine teslim etmiş; her hareketinde sarsılıp sesler çıkarıyor.

Sonunda adam son kez kalçalarıyla vurup içinde boşaldığında Vina da boğazını yumruklayarak coşuyor, yutkunmuşken bile gırtlağına kadar dayatılmış olan o kaba köklemenin şehvetinden titriyor. Bu sapık sahnede ne boğulmak var ne korkmak… Sadece amcığın derinliklerinde kaybolmak ve her deliğin içine acımasızca sahibini hissettirmek var!

Comments are closed.