O sıcak yaz gününün akşamında, gökyüzü kızıllığa bürünmüşken, bahçede üvey kız kardeşimle baş başa kalmıştık. Yıldızlar bir bir kayarken aramızdaki sessiz anlaşma sanki derinleşiyordu. Böylesine özel bir bağın iki adım ötesinde duruyorduk; sırlarımız ve keşfetmeye hazır duygularımızla. Gündüz vakti masumca geçen saatlerden sonra, doğan bu yeni gece farklı bir hava taşıyordu. Aramızda sadece bakışlar konuşuyorken, hislerimiz ise fısıldayarak daha yoğun bir dil kullanıyordu. Onun gülümsemesi, gözlerinin içindeki ışıltı, tüm bunlar beni daha da kendine çekiyordu. Arada bir değişen ifadelerle iletişim kurarak, bu anların tadını çıkarmaya karar verdik. Bahçemizin köşesinde küçük bir masa etrafında toplanmıştık. Sandalye seçimlerimiz bile yan yana düştü; her hareketimiz bilinçsizce bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyordu. Kadehlerde dans eden şarabın renkleri, bu özel anın vurgusunu daha da belirginleştiriyordu. Aramızdaki ilk dokunuş tesadüfen oldu gibi gözükse de, her ikimiz de bu temasın elektriklenmesini hissedebiliyorduk. Parmak uçlarıyla yapılan o nazik temas, yavaşça kolundan omuzlarına doğru süzülen eller… Her bir hareket yürekleri daha da hızlandırıyor, adeta zamanı durduruyordu. Bu cesurca geçişten sonra artık ikimiz de ne istediğimizi biliyorduk; kaybolmuş sınırları yeniden çizmek için mükemmel bir fırsat yakalamıştık. Ona doğru eğilerek nefesinin kokusunu içime çektikçe, o da benim yakınlaşmama karşı koyamayarak dudaklarını dudaklarıma bıraktı. İlk öpücükten sonraki “Teşekkür ederim” sözcükleri havada asılı kaldığında geriye kalan tek şey suskunluğumuzdu. İkimizin de ruhu şimdiden doymuştu ancak bedenlerimiz daha fazlasını arzuluyor gibiydi. Kendi evrenimize adım atarken tüm dertler ve sorumluluklar geride kalıyordu. El ele verip kenara çekildiğimizde her şey çoktan unutulmuştur gibi hissediyorduk; yanlızca biz ve paylaştığımız bu muhteşem deneyimin varlığıyla dolup taşıyorduk. Gözlerindeki parlayan tutkuyla bana olan sevgisini ilan ederken, onunla olan bağım daha da can buldu. Bu ani ve beklenmedik serüvenin doruk noktasına varmak üzereydik ve ikimiz de bundan memnunduk. Sonunda gecenin serinliği etrafımızda dolaşırken biz sıcak anlara dalmanın en güzel yolunu bulmuştuk: birlikte olmak… Giderek artan tempoda devam eden bu yolculukta kalplerimizin ritmi müzik gibiydi; sanki hiç bitmemesi gereken bir melodiye kapılıp gitmiştik. Üvey kız kardeşimin teninin dokusu ve bu baş döndürücü yakınlık her ikimize de yeni ufuklar açmıştı. Artık keşfetmemiz gereken çok daha fazla duygusal alan vardı ve bugünkü macera bunun sadece başlangıcıydı. Bu geceden alacağım en büyük ders ani mutlulukların değeri oldu—bazen hayat beklenmedik şekillerde güzellik sunar ve biz de bu güzellikleri yaşamak için buradaydık.

Comments are closed.