Odasının kapısını usulca açıp içeri süzüldü, gözleri anında onun iri ve sert yalağını fark etti. Üvey annesinin yüzünde hem tedirginlik hem de bastırılmış bir arzu parıldıyordu; o büyük yarak karşısında dayanmak neredeyse imkânsızdı. Yavaşça yaklaştı, ince parmaklarıyla göbeğinin altından aşağıya, o kıllı yamaca dokundu. Dudakları kıvrılıp hafifçe ısırırken, amcığın yanaklarını okşayıp parmaklarını kaydırdı içine doğru. Nefesi hızlanmıştı, kalbi deli gibi atıyordu; içindeki yasak arzuyu bastıramayacak gibiydi.

Bir anda diz çöktü önünde, dilini çıkarıp uzun uzun yaladı o kabarık başı. Üvey anne yumuşacık amcığını içine çektiği her an daha da çıldırıyor, ellerini sıkıca boynuna dolayarak onu kendine çekiyordu. Yarası artık sadece zevkten değil, içinde kopan fırtınadan da yanıyordu. O iri ve kalın yalağın her hareketiyle amcığını daha derinden hissetmek istiyordu; dudakları arasındaki emmelerle resmen onun sertliğini işliyor, folloşun dibine kadar sokuyordu.

Yere düşüp sırt üstü uzandığında üvey annenin bacakları birbirinden ayrılmıştı. O sefil yarak hiç durmadan içine köklenmek için yalvarıyordu adeta. Başını yukarı kaldırıp sertçe içeri girerken öyle bir ses çıkardı ki odanın dört bir yanı yankılandı. Üvey anne nefes nefese kalmıştı ama daha hızlı gitmesini emrediyordu, narin elleriyle kalçasından tuttuğu kocaman salçayı ritmik olarak yukarı aşağı sürüyordu.

Sikişin temposu gittikçe arttı; her inip kalkışta amcık içine doluyor, karısı hayvani bir saldırganlıkla ona sarılıyordu. Islaklığı ve sıcaklığı avuçlarına dolanmıştı; amcığını içine çekerken çıkan inlemelerden ne kadar tahrik olduğunu belli ediyordu. O yoğun kayganlığın içinde yavaşça doruk noktasına yaklaşırken sanki dünyadaki tüm sınırlar erimişti.

Son darbesini vurduğunda üvey annenin çığlığı odanın duvarlarında yankılanıyordu: acı ve haz birbirine karışmıştı. Amcığı bütün gücüyle amcığını boşaltırken izleyenlerin ciğerlerine kadar işleyen o ham ve hırçın bağırışı koptu: “Ah be! Dayadım sana!” diye haykırdı tam tepede. Koca yarak sonunda istediğini almış, üvey anne de bağımlısı olduğu bu yasaklıkta kendini tamamen kaybetmişti; bırakılmış nefeslerle yere yığıldılar, şehvetin en kirli haliyle birbirlerine yapışmışlardı hâlâ…

Comments are closed.