Üstsüz odada Naomi Ryder, bakışlarıyla adamın damarlarını çatlatacak kadar azgın bir hava yaratıyordu. Gözleri ateş saçarken, gögüslerini hafifçe kaldırıp indiriyor, amcığını sımsıkı kapatmış halde bekliyordu. Adam onun yanına yaklaştığında nefesi boğuluyordu; oyarak vücudundaki her kıvrımı keşfetmek istiyordu. Elleri Naomi’nin ince beli etrafında geziniyor, parmakları sertçe sıkıp bırakıyordu. Naomi çekingen gözükse de içinde yanan o pis arzuyu gizleyemiyordu; dudaklarını ısırıyor, üst damağını hafifçe yalıyor, adamın sertliğine duyduğu ihtiyacı bastıramıyordu.
Adam yavaşça Naomi’nin omuzlarından tutup yere yatırdı. Dizleri arasında kalan amcığına ilk dokunuşunda Naomi derin bir iniltiyle karşılık verdi. Parmaklarının ucuyla köklüğe sürtünen adam, onu daha da çıldırtmaya başladı; Naomi’nin bacakları istemsizce birbirine kenetlendi ama o sert eller geri çekilmedi. Sonra hızlandı hareketler; deli gibi sikmeye başladı kızın amcığını. Her köklediğinde Naomi yerinden sıçrıyor, çığlıkları odada yankılanıyordu. Yarağın başıyla amcığı arasındaki o küçük delik neredeyse dayanılmaz bir şekilde genişliyor, içeri giren her santimle acının ve zevkin dansı yükseliyordu.
Naomi’nin yüzünde acı ve hazın karışımı vardı; çenesini sıkarak adamın sertliği altında erimeye devam etti. Birden adam elini daha da aşağı indirip sakso yaptırmaya başladı ona; dudaklar sıkıca yalandı, dil altına sokuldu ve nefesler giderek hızlanırken Naomi artık tamamen teslim olmuştu. Her folloş hareketiyle yarağı daha derine gömüyor, onu neredeyse boğarcasına içine alıyordu. Naomi’nin bedeni sarsıldı ve mutluluğun en kirli zirvesine çıktı.
Son anda adam aniden dayadı kadının deli deli amcığına; keskin bir inilti koptu ağzından. O andan itibaren tüm kontrolü kaybetmişti kadın; sertlik doruk yaparken gece boyunca sürecek köklemenin tadını çıkarıyordu. Damarlarında fışkıran kanla birlikte birleşen iki beden alev aldı; son saniyelerde yüksek sesle çıkan ahlarla birlikte adam üzerine boşalırken Naomi istemsizce bütün heyecanını dışarı saldı. Pis kokan terlerle sırılsıklam olana dek orada kaldılar, şehvetin en iğrenç ve en dürüst halini yaşadılar.
