Gecenin yarısında, sisli İstanbul sokaklarının ötesinde, hikayemiz Marina ve Satsuki adında iki kadının buluşmasıyla başlar. Marina, İzmir doğumlu deneyimli bir estetisyenken, Satsuki Japonya’dan gelen zarif bir iş kadınıdır. Bu gece, sessizce şehrin karmaşasından uzaklaşıp kendilerine zaman ayırma fırsatı yakalamışlardır. Marina’nın evindeki yoğun ve stres dolu günlerden sonra Satsuki için özenle hazırladığı masaj odasına adım atarlar. Ortamın sıcaklığı ve loş ışıklar altında, Marina zeytinyağlı şişesini alarak Satsuki’nin yanına oturur. Gergin omuzlarına nazikçe dokunarak hissedilen ilk temasla, odadaki elektriklenme hissi artmaya başlar. Masajın ilk dakikalarında Marina yavaşça ve ritmik hareketlerle Satsuki’nin sırtını yoğurmaya başlar. Her bir dokunuşuyla, Satsuki’nin tüm endişeleri azalmaya başlar ve kendisini Marina’nın sihirli ellerine bırakır. “Japon güzellik sırları,” dediği anlarda gülümseyerek Satsuki, İstanbul’un mistik havasına kapılırken aynı zamanda Anadolu’nun şifalı el sanatlarına hayran kalır. Zaman geçtikçe masaj daha da şehvetli bir hal alır. Marina, usta ellleriyle anal bölgeye yönelir. Burada daha dikkatli ve hassas olması gerektiğinin farkındadır; çünkü bu alan her iki kadın için de yeni keşfedilecek duygusal derinlikler barındırmaktadır. Masaj yağıyla kayganlaştırılmış parmaklarıyla uyguladığı basınç sayesinde Satsuki kendini giderek daha rahat hissetmeye başlar. Bu özel anların her bir detayı Marina’nın tecrübeleri ve Satsuki’nin yenilikçi ruhu ile harmanlanarak ortaya çıkarken, her iki kadın da bu paylaşımdan büyük zevk alır. Kadife gibi tenleri arasında oluşan sıcak bağ, onları gitgide birbirlerine daha da yaklaştırır. Artık herhangi bir kelimeye ihtiyaç duymadan gözler konuşur hale gelmiştir. Göz kontağındaki o derin anlayış ve kabullenişle birlikte masaj seansının sonuna doğru ilerlemeye başlarlar. Ancak bu son, aslında yeni bir başlangıcın müjdesidir. Marina nazikçe Satsuki’nin yüzüne bakarak masajın bitip bitmediğini sorar; ancak cevap yerine Satsuki’nin dudaklarından dökülen ince bir mırıltı gelir: “Devam et.” Bu kelimelerle beraber odada yalnızca iki kadının tutkulu nefesi duyulurken tüm duyular daha da keskinleşir. Son karşılaşma noktasında her ikisi de artık tamamen serbest kalmış ve kendilerini yeni baştan keşfetmenin eşiğindedirler. Tanımadıkları ama içtenlikle yaşadıkları bu erotik bağlamda sadece kendileri için sakladıkları dünyada gezintilerine devam ederler. Gece boyunca İstanbul’un esintisi odalarını doldururken Marina ve Satsuki kendi aralarındaki bu uluslararası köprünün gücünü derinden hissederler – bedensel değil ruhsal olan bu yolculukta birbirlerinin hem rehberi hem de yol arkadaşı olmuşlardır. Ve öykülerinin sonunda sabaha karşı ufka tekrar bakarlarken; şehir uyanmadan önceki sessizlikte verdikleri samimi kararlarıyla Japon geleneksel sanatını Türk kültürünün sıcaklığı ile mükemmel şekilde harmanladıklarını görürler: Hem kalplerde hem bedende iz bırakan benzersiz anlara tanıklık etmek…

Comments are closed.