Lilly Bell küçük, narin bedeniyle çaresizce yatakta kıvranıyordu; iki kolu kırık ama amını sikişten mahrum etmemek için çırpınıyordu. Yastığa sürtünürken yakalandı Cami Strella tarafından; o iri göğüslü, pislik dolu folloş deli gibi tükürdü, dilini geçirdi Lilly’nin benimsememiş amcığını. Sarışın minicik kızın yabani tüyleri arasından dilin gezintisi onu delirtti, resmen amını inletiyordu. Cami hiç vakit kaybetmedi, elinde kocaman bir sepet vardı: ipeksi suni yaraklar ve bükülmüş straponlarla doluydu.
Cami’nin ağır kalçaları yataktaki Lilly’nin üstüne çöktü, onun titrek bedenini kendi doyumsuzluğuna yedekledi. Straponu yerleştirdi amcığın içine sertçe; sarışının gözleri doldu, acı ve zevk karışımıyla inliyordu. Cami azgın azgın salladı kalçasını, sert köklemeyle içini dağıttı. Lilly bütün engelleri unutmuştu artık; kırık kolları dert olmaktan çıkmıştı çünkü afedersin canavar gibi dayamayı hissediyordu.
İki lezbiyen kadın birden ortaya çıktı o yatakta; biri diliyle diğerinin amcığını ezinlerken diğeri çift dildo ile kaba kökleme yapıyordu. Sesler yükseliyor, terler parıldıyor, nefesler kesiliyordu. Lilly’nin küçük bedeni her itmeyle çömeliyor, kendinden geçiyordu resmen. Cami daha da azdı; sarışına hem dilini saplıyor hem de sert oyuncakları sokup ittiriyordu içeri.
Klimaks geldiğinde Lilly bütün gücüyle bağırdı, amcığı paramparça olmuş gibiydi ama o laf dinlemedi, zevkle inledi durdu. Cami sıkıca sardı onu kendi kalçasıyla, son kez hırçınca indirdi straponunu canına kadar. İki lesbiyen kadın birbirine yalan söylemeden tamamen piçleşmişti; işte tam burada sınırlar yok olmuştu—kaba dayama ve yalayıp götürme tek gerçekti!
