Diamond Monroe, o kara güzelliğiyle bütün dikkatleri üzerine çekiyordu. Kalçası iri, yuvarlak ve sıkıydı; sanki her hareketinde etrafı titretiyordu. O dev badonkuyla yanına yaklaşıp üstüne doğru eğildiğinde, adamın içindeki hayvan uyanmıştı bile. Brunet saçları omuzlarından süzülürken, bakışları cehennemden fırlamış gibiydi — açlık ve arzu dolu. Kalın kılları arasında parıldayan yarak, o hırçın kalçaya dokunmak için can atıyordu.

İlk dokunuşlarda sertçe dayadı amını onun ılık deliğine; Diamond çılgınca inlemeye başladı. O berhudar amcığını sıkarak daha derin kökledi orada. Bunu yaparken kalçasıyla öyle bir ritim tutturdu ki, adam neredeyse çatlayacak gibiydi. Klitorisinde parmaklarını gezdirirken, diğeriyle de beli kavrayıp kafasını geriye attı; sesler odaya yayıldıkça ikisi de daha da azgınlaştı. İçine vurdukça, kızın o kararmış teni kızarıyor, ter damlaları sırtından aşağı kayıyordu.

Her harketle birlikte Diamond’ın büyük poposu adamın suratına yakınlaşıyor; yaslanıyor, kendini iyice salıyor ve ayakta durmaya çalışıyordu adeta. Onu çatlatacak kadar hızlı köklüyor, en dibine kadar sokuyordu donunu. Kendi nefesi kesiliyor, yalancıktan boğulurcasına inliyordu ama aslında içine dolan her sert sikiste biraz daha yandı amcığı.

İşte o an geldiğinde: Uzun uzun süren köklemenin sonunda adam doruğa vurdu; ağzından çıkan sert homurtular arasında Diamond’la birlikte ısırarak bağırdı. Yarağı onun sulu deliğinden çıkar çıkmaz genç kadın birden yaylıyormuş gibi titredi; tüyleri diken diken oldu ve alt bedenini iyice kasarak orgazm oldu. Onların çılgın birleşmesi an be an şehvetle patladı; bükülen kaslar, nemli tenler birleştiği yerde alev aldı ve zift karası gecede bu dört harfli işkenceyi sürdürüyorlardı hâlâ…

Comments are closed.