Üç genç, taze ve deli dolu sırf amcığını sokmak için yanıp tutuşan folloşlar, dar odaya yığıldılar. Her biri yanağına bulaşan terle birbirine dokunurken, beklenen o sert kökleme anı yaklaştı. Siyahı, beyazı karışmış o sıcak tenler arasında boyunlarını gerip nefeslerini hızlandırdılar; gözlerde kin, ağızda fahişe hırsı vardı. Amcıklar kurumuş, yaraklar kabarmıştı; hepsi birdenbire içinde kıvrılan şehvet canavarını dışarı salmaya hazırdı.
İlk hareketi yapan kara derili delikanlıydı; elini bele kadar sürerek bu genç foloşun dara amcığını açmaya koyuldu. Parmakları acımadan kırbaç gibi amcığın içini gezdirirken, kızın çığlıkları odayı inletiyordu. Sağı solu sıvazlayıp yarakları iyice kabarttılar. Sonra sıra geldi beyazın devasa yalağını kalıbının içine gömmeye. Etek yukarı kalkmıştı, göbeğe kadar çıplaktı kız; çılgınca gerdan kırıyor, azıcık da olsa sutyenin oradan sarkık amcığına bakıyordu. Siyahın kaba dayamasıyla beraber diğerleri hemen arkasından yapıştılar; tek bir amcık yetmediğine göre elleriyle derin derin hakim oldular dar oyuklara.
Bir köküldü ki odadaki her nefes kesildi! Yarağın patlamasıyla birlikte her biri sırayla içine kıstırdıkları küçük deliği gürültüyle işgal etti. Beyaz folloş ayaklarını omuzlarına atmış, kara yalağını yalarken ağzıyla inliyordu; orada hep beraber hemçinin havuzu dağıttılar. Gecenin en hararetli anında herkes kendi dayamasını yaptıktan sonra kızın midesinden boğazına taşan haz dalgaları patladı. Yarağın dibine kadar indirdiler, küfürlü sözlerle amdaşmaya devam ettiler.
Sonunda kıza hem sıktılar hem de hafifçe tokatladılar suratından; “Al bakalım” dercesine iğrenç bir tat bıraktılar dilinde. O an tüm katiller gibi bastırdılar ama yumuşacık amcığından kopamadılar; nefesi kesilmiş halde yere saçılmıştı folloş. Bu sikmenin dayanılmaz sertliği evrende başka hiçbir şeye benzemiyordu. Ağzındaki yarak tadıyla kendinden geçerken, daha fazlasına aç gözlerle bakıyordu…
