Sidney Alexis, kalın poposu ve dolgun göğüsleriyle adeta ateş saçıyordu. Üvey kardeşinin odasına usulca girdiğinde, yüzünde pis bir sırıtış vardı; biliyordu, bu gece sıradan olmayacaktı. Kardeşi yerde otururken Sidney, yavaşça kıyafetlerini çıkarıp çıplak tenini ona gösterdi. Odanın havası aniden değişti; Sidney’nin sıcak nefesi ve keskin bakışları arasında gerginlik katlandı.

Çıplak bedeniyle kardeşinin yanına yaklaşıp sırtına ellerini bastırdı. Parmak uçları derinlere işliyor, kasları geriyor; masaj yavaş yavaş erotik bir işkenceye dönüşüyordu. Sidney’nin tırnakları hafifçe kazıyor, vücudu titriyordu ama bırakmıyordu. Kardeşi iyice sertleşmişti; elini gizlice altına soktuğunda Sidney tatlı bir inleme bıraktı dudaklarından.

Sonra çömeldi önüne, ince bellisini sırtına dayarken diliyle kardeşinin kalın yarak başını yaladı. Ağzında yumuşacık ıslaklık hissettiği anda hırslı bir şekilde sakso çekmeye başladı. Boğazına kadar indirdiği amını kemikleşinceye dek emdi, orospu suratından düşen salya damlalarıyla kardeşi deliriyordu artık. Ellerini kenarlarına koyup tam anlamıyla teslim olmuştu.

Sidney üstüne yatınca yarak sertçe amcığına dayandı; her itişte karısının içindeki o sıkılığı hissedip daha da azdırıyordu kendini. Yaramazca kıvranan amcığını bütün kuvvetiyle içine aldı ve inlemelerini bastırmak için dudaklarını kapattı ama daha fazla dayanamadı sonunda. Gecenin sessizliğinde çığlıklarını gizleyemeyerek deli gibi sikiyorlardı birbirlerini.

Bu sikiş fırtınasında sınırlar kalktı; Sidney’in tombul kalçaları her göbek hareketinde kardeşinin apış arasıyla buluşuyor, vücutlar terden sırılsıklam oluyordu. Son patlamaya doğru sayarken Sidney penisi derinlerine çekip sonuna kadar içine çekti ve nefes kesici bir boşalma yaşattı yanında yatana. Amcalarının diplerinde bıraktığı sıcak boşlukla birlikte vücutlarındaki gerilim de dağıldı, ama gözlerdeki alev asla sönmedi…

Comments are closed.