Clemence, çıplak teni güneşin altında parıldarken ormanın derinliklerinde bir anda tutkusunu patlatıyordu. Yalnızlığı bozan adamın sert bakışlarıyla göz göze geldiği an, içindeki vahşi arzular kabarmaya başladı. Yumuşak ama inatçı dudakları, adamın iri ellerinin üzerine yapışırken, o eller usulca elbise astarını kaldırıp sarkık göğüslerine dokunuyordu. Parmak uçlarının hafif bastırışı amcığının etrafında titrek bir elektrik yaratıyor, Clemence’nin fısıltıları rüzgarla birlikte daha da keskinleşiyordu.

Adam yerinden kıpırdamadan, kalın yarakını hazır tutuyor; sabırsızlıkla Clemence’nin amcığını avuçlayıp sıkıyordu. Kızgın nefesler ve hızlı kalp atışları arasında bedenler birbirine yaklaşıyordu. Sonunda o ince belini kavrayıp yere doğru yatırdı onu; yumuşacık otların üstünde çıplak tenler birbirine uyum sağlıyordu. Gecikmeden koyverdi yarakını içine; Clemence’nin dar amcığı ilk girişiyle patlamaya hazırmışçasına kasıldı ve ardından sertçe kabul etti.

Her kökleyişte ormanın sessizliği daha fazla dolup taşıyordu. Adamın hızı giderek artarken, Clemence’nin inlemeleri de neredeyse haykırıyordu; arada sırada avurtlarına tıpkı canavar gibi dayayıp içine boşalıyordu. Amcığın her hareketi ateşi körüklüyor, aralarında kanatlanmış bir volkan gibiydi bu sikiş. Teker teker sert vuruşlar amcıktan başlayıp tüm bedeni sarıyor; şehvetin kitabını yeniden yazıyorlardı.

Klimaks yaklaşırken her ikisi de artık kontrol edemez haldeydiler. Adam kaba kuvvetle son darbeyi vururken, Clemence acıyla karışık zevkin doruğuna ulaşmıştı. Vücudu kasılıyor, nefesi kesiliyor; sonunda bembeyaz boşalmasıyla beraber hem kendisini hem de adama ait olan bu vahşi an tamamlanıyordu. Geri çekilen yarak sonra bile sıcaklığını korurken, ikisi de doğanın içinde tükenmiş ama doyumsuzdu. Tutku böyleydi işte: kontrolü bıraktıran, bütün sınırları parçalayandır.

Category:

Hdabla, Porno 92, Public, Rus

Comments are closed.