Şehir kalabalığından kopup, izbe bir köşede Sabrina Banks’in formasız vücudu ortaya saçılmıştı. Gecenin karanlığında, Madrid’in arka sokaklarından yankılanan nefes alışverişleri, onun ince bele bakan sıkı yoga pantolonunun üzerine serilen ellerle karışıyordu. Yumuşacık ama ısrarcı dokunuşlar, kızın kıvrımlarını arkadan kavrarken, o da inatçı bir şekilde belini büküyor; amcığını olanca arzuyla açıyordu.

Sabrina’nın gözü kararmıştı. Bu folloş ortamda ne varsa içine çekmeye hazırdı. Hırçınca kavranan kalçası, her sıyrılıp tekrar yerleşen yarak ucunun derinlere dalmasıyla dev aynasında büyüyordu. Dayak yediği amcıkta yankılanan çıtırtılar, adamın kaba kokusuyla karışıyor; her hareketiyle kızın içi delice sarkıyordu. “Daha sert fena kokuyorsun,” diye homurdandı adam. O da karşılık verdi: “Amını sikeyim, kes şunu dediğini!”

Nefesler iyice hızlanmıştı; bedenler birbirine yapışırken slyder gibi kaymaya başlamışlardı. Adamın sağlam kökü, Sabrina’nın karnına vuruyor; kız neredeyse içinden patlayacak kadar dolmuştu. Amcığı tahta gibi sıkıyor, arada boğazına kaçan hırıltılarla sınırlarını zorluyor; “Yarabam seni sikicem” dercesine hortumluyordu.

Onun yoga poposu son kez hava alırken adam gözü dönmüşçesine içine girdi ve ritmi katladı. Sert sakso sevgilisiyle yaptığı bu kökleme seansında Sabrina’nın çığlıkları caddeyi inletiyordu. “Aman amcığım! Oha!” diye bağırdı kız; vücudu zonkluyor, elleri titriyordu artık.

Son hamlede adam tüm gücüyle bastırdı; amını kırarcasına acıtıyor ama hiç durmuyordu. Kız gözlerini kapamış, inci gibi taslayan terlerle kapkara amındaki o dayanılmaz inlete anı yaşıyordu. Ve sonunda sıçradı… Patlayan hazlarla dolup taşan bu geceyi ardında bırakıp yere yığıldılar; yeni bir ihanete hazır nefeslerle…

Comments are closed.