Üzerinde dar kıyafetleriyle, spor salonunun köşesinde duran genç kız, ateşli bakışlarını çekinmeden ortaya koyuyordu. Çıtı pıtı vücudu, terden ıslanmış tişörtü altında şehvetle dolup taşıyordu. Adam yanına yaklaştıkça içindeki bencil arzu kabardı; elini onun beline atıp sıkıca kavradığında kız çaresizce karşılık verdi, dudaklarından çıkan keskin nefesler ortamın gerilimini iyice artırdı. Sürtünmenin ve yakın temasın etkisiyle bedenleri birbirine yapışırken, adamın sert parmakları o küçücük amcığını keşfetmekten geri durmadı.

Gözlerini kırpmadan adamın yüzüne bakarak derin bir nefes aldı; bu ilk ciddi saldırıya karşı koyamazdı çünkü içinde saklı kalan fahişe arzusu patlamaya hazırdı. Adam yavaş yavaş onun kıçına doğru indi, parmaklarını acımasızca içine soktuğunda kızı delirtti; “Daha güzelsin düşünenden,” diye homurdandı tamamen kontrolü eline alırken. Kız ise inatla direnmek yerine arzusunu dışa vurdu; kalçasını geriye iterek onu daha da içine çekmeye davet etti.

Adamın kalın yarak gövdesi kıçıyla buluştuğunda sesler yükseldi: sırılsıklam amcığın her girişiyle içten çığlıklar kopardı. Sikişi sertleştikçe kız bağırmaya başladı, ağzından çıkan küfürler kadar bedenindeki titremeler de gerçek şiddetin kanıtıydı. İnatçı şekilde koparmadan devam eden adam, kıza hükmettiği her saniyeyi dayanılmaz bir zevke dönüştürdü; elini azgınca saçlarından tutup başını geriye attırdı, daha derin dayamalar için fırsat yarattı.

Kız zorlukla ayakta dururken bedeninin her hücresi yanıyordu, ama o an sadece biri vardı: adamın deli gibi köklemesi ve onu bütün işkenceleriyle delirtilen bir fahişeye çevirmesi… Sonunda tüm gücünü toplayıp sertçe vurdu ve kızın çatlak amcığından dışarı boşaldığında ortalık yangın yerine döndü. Çığlıklar içinde titreyen bedeni yığıldı yere ama gözlerinde hala hırs vardı; hiç şüphe yok ki bunu tekrar ve tekrar yaşayacaktı, sapkınca arzularının azgın kurbanı olarak…

Comments are closed.