Oda karanlığa gömülmüş, ama aralarındaki elektrik göz kırpmadan havada patlıyordu. O kahverengi saçlarıyla, doğal büyük göğüsleriyle tam bir fahişe olmanın ötesinde, vücudunun her kıvrımında sakladığı istekle adamın gözlerini delip geçiyordu. Tony’nin kocaman yarağı tavana doğru dikilmişken, Michele’in dudakları onu yutmak için yarışıyordu. Derin boğazıyla adamın yarak ucunu acımasızca sarmış, salyasını içine çekerek yaladı, emdi ve sonunda sert köklemeye hazırdı.

Kameranın bakış açısından izler gibi yavaşça diz çöktü, amcığını sert yarağın ucuna bastırıp blowjob’a başladı. Yarağını o kadar derine soktu ki boğazının dibinde hissetti; adamın soluğu hızlandı, kafası hafifçe geriye yaslandı. Ağzından çıkan ıslaklıkla parıltılar saçan amcık deliği, o koca yaraktan kaçmamak için mücadele ediyordu. Sonra geri çekildi ve hızlıca diz çöktüğü yere oturdu; kahverengi saçlarını savurarak üzerine ters bindi ve reverse cowgirl pozisyonunda adamın üstüne çökerek amcığından geçen o kalınlığı içine çekti.

Her inişiyle groş sesleri odada yankılanıyordu; Michele’nin göğüsleri adamın göğsüne yapışmıştı. Kocaman memelerinin arasında yarak gidip gelirken sanki cennetin kapısı açılıyordu. Kadının sesi hırçındı, nefesleri kesik kesikti: “Seni içime almak istiyorum,” diye fısıldadı. Tony onun tatlı tepkisine dayanamayarak köklemeye devam etti. Bu kez misyoner pozisyonuna geçtiler; kadın sırtüstü yatarken adam üzerine dikildi.

Geniş elleriyle memelerini sıkıyor, parmak uçlarıyla dövmeli bedenini yokluyordu. Memeleri arasında ilerleyen yarak adeta kutsal bir tapınağı keşfeder gibiydi; kadının ılık amcığını avucunda sıkarken derinleşen sikişi daha da büyüyordu. Kadının ince sesi ve arada çıkan ahlar onu çıldırtmaya yetiyordu; az sonra kahkahalar içinde karşılıklı inleyişe dönüşen sevişme dozu en üst noktaya ulaştı.

En sonunda kadın sırtüstü yatıp bacaklarını geniş açarken adam önünde diz çöküp azgınca doggystyle pozisyonunda sahasına indi. Sert köklemelere başlarken kadın göbeğine vuruyor ve her yana savrulan kalçalarını kontrol etmeye çalışıyordu ama nafileydi; bu denli acımasız dayamalardan kurtulması imkânsızdı.

İkisinin terleri birbirine karışmıştı; odadaki her kıllı yerden çıkardıkları yoğun kokular birleşmişti. Yarağın dibine kadar girerken kadın kendi kendini kaptırmış şekilde inletiyor, yüksek seslerle yargısını veriyordu: “Aman tanrım… Daha derine bas!” Adam ise tempo artırırken kadının canavar gibi titreyen bedenini izliyordu.

Son patlamada ikisi de çılgına döndü; içerdeki sıcak boşalma kadının amcığını doldurup taştıkça sesler yükseldi: “Evet! Böyle!” Sonrasında tamamen tükenmiş halde birbirlerine sarıldılar; hayvanî arzular onların bedenlerinde yeni bir sınır çizmişti ve artık eski değillerdi.

Comments are closed.